Eğitimde Manevi İlkeli ve Liyakatli Çalışanlar Sen.

20 Ekim Basın Açıklamamız

BASIN AÇIKLAMASI

Kıymetli Basın Mensupları, Muhterem Eğitim Çalışanlarımız;

Eğitim Mil Sen olarak eğitim çalışanlarımızın sesi olmak üzere burada toplanmış bulunmaktayız. Bizler Öğretmeniyle, Memur ve Hizmetlisi ile Eğitim camiasının neferleriz. Bir millet savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin o zaferlerin kalıcı sonuçlar vermesi ancak irfan ordusuyla mümkündür.

Yaşanan ekonomik krizler karşısında vakarımızı hiç bozmadık. Metaneti kuşandık. Lakin mesleğimizin itibarı söz konusu olunca bizler de sahaya inmeye karar verdik. Öğretmenlik Meslek Kanunu Senelerdir beklenilen bir düzenleme idi. Ama Maalesef beklentileri karşılamakta yetersiz kaldı. Öğretmenlik Meslek Kanunu ile birlikte getirilen Kariyer Basamakları Sınavı, Öğretmenlerimizi tedirgin etmektedir. İsmet Özel’in ifadesi ile “Dörtnala giden at şahlanmaz.” Her gün derse giren öğretmenlerimizin akşam yorgun ve bîtap bir şekilde eve döndüğünde, bu sınava hazırlanmasını beklemek öğretmenlik mesleğinden bî-haber olmak demektir. Öğretmenlik Mesleği diğer meslekler gibi sabah 08.00, akşam 5.00 çalışılan bir meslek değildir. Eve iş götürülen, bazen bir saatlik ders anlatımı için saatlerce hazırlanılan bir meslektir. Yetkililere buradan sesleniyoruz. Öğretmenlerimizin ekseriyeti bu sınavdan memnuniyetsizliklerini her gün öğretmen odalarında dile getirmektedirler. Ama Yetkili ve büyük sendikalar maalesef bu durumu görmezden gelmekte, siyasilerimizi ve bürokratlarımızı yanıltmaktadırlar. Kritik bir seçim arefesinde yeni kırgınlıkların oluşmasının önüne geçilmelidir. Sayın Cumhurbaşkanımıza öğretmenlerimizin memnuniyetsizlikleri bir an evvel iletilmelidir. Bizler Mil-Sen olarak Türkiye’nin Milli ve yerli sendikasıyız. Durumun vahametini bizim sokağa çıkmak durumunda kalmamızdan anlayabilirsiniz. Sayın Bakanımız sınava öğretmenlerimizin %95’nin başvurduğunu ifade ederek bunu memnuniyet göstergesi olarak ifade etmiştir. Başvurular memnuniyetten değil, mecburiyettendir. Bakanlık yetkililerimiz Bu düzenlemeyi elbette maarif sistemimizi daha güzel yerlere taşımak için yapmışlardır. Ama uygulama sahasında yaşanan sıkıntılar göstermiştir ki, bu yanlıştan bir an evvel dönülme erdemi gösterilmelidir. Meslekte 10 yılını dolduran öğretmenlere sınavsız Uzman Öğretmenlik, 20 yılını dolduran Öğretmenlere ise sınavsız başöğretmenlik verilmeli ve yine yıla bakılmaksızın Yüksel Lisans yapan öğretmenlere Uzman Öğretmenlik, Doktora yapan Öğretmenlere Başöğretmenlik verilerek çözüm odaklı olunmalıdır.

Yetkili sendikanın problemleri çözme konusundaki beceriksizliği eğitimin içinden çıkılmaz bir hal almasına sebep olmuştur.

Yüksek enflasyon karşısında Eğitime hazırlık ödeneği, Memur-Sen’in atmış olduğu imza sebebiyle %6’lık biz zamla kuşa dönmüştür. 1315 TL ile ancak 2,5 koli fotokopi kâğıdı alınabilmektedir. Eğitime hazırlık ödeneği bir maaşa sabitlenmeli ve tüm eğitim çalışanlarına verilmelidir. Memur ve hizmetlilere üvey evlat muamelesi yapılmamalıdır.

Milli Eğitim Bakanlığında çalışan yardımcı hizmetlilere verilen giyim yardımı 360 TL iken, TCDD ve diğer kurumlarda bu rakam 12.000 TL’ye varmaktadır. Bu konu hakkaniyet ölçüsünde değerlendirilerek Milli Eğitim çalışanlarımıza yapılan giyim yardımı güncellenmelidir.

Yaşanan Ekonomik kriz başta yakıt giderlerine yansımış, maaşlarımız % 80 oranında artarken, mazot ve benzin fiyatları %400 artmıştır.  Bilhassa Köy okullarında çalışan öğretmen, memur ve hizmetliler köylerde lojman bulunmadığından şehir merkezlerinde ikamet etmekte ve servislerle işlerine gitmektedirler. Bu servislerin aylık maliyeti ortalama 2.000 TL’yi bulmaktadır. Köy okullarında çalışan bu fedakâr öğretmenlerimize bir an evvel servis desteği sağlanmalıdır.

            Memur maaşlarına uygulanan vergi dilimi yüzünden eğitim çalışanlarımız Temmuz zammını hiç görmemektedir. Memur maaşlarındaki vergi dilimi %15’e sabitlenmelidir.

            Ekonomik sıkıntıların yaşandığı bu ortamda Destekleme Yetiştirme Kursları Öğretmenlerimiz için can suyu olmaktadır. Lakin bu kurslar bir takım branşlarla sınırlandırılmamalı tüm branşlarda bu kursların açılması sağlanmalıdır. 

Yine sahadan gelen tepkiler neticesinde İlkokullarda İYEP ismi ile kurslar açılmış ama ne gariptir ki; DYK’larda 2 kat ek ders ücreti ödenirken İYEP ve Egzersizlerde bu uygulanmamaktadır. Eşit işe eşit ücret kaidesinde İYEP ve Egzersizlerde de Ek ders ücretinin 2 kartı ödenmesini talep ediyoruz.

            Milli Eğitim Bakanlığı, Memur ve Yardımcı Hizmetliler için yaptığı Görevde yükselme sınav takvimini bir türlü açıklamamaktadır. Bu sınav mutad hale getirilmeli, en az 2 yılda bir yapılmalıdır.

            Her ortamda dile getirdiğimiz gibi, kâğıt israfını engellemek, memurların üzerinde idareciler tarafından yapılan sendikal mobingin önüne geçmek için, Sendika üyelik ve istifa işlemlerinin E-Devlet üzerinden yapılmalıdır.

            Öğretmen Evleri konusunda Sayın Bakanımın çalışmalarını takdir ediyor, öğretmenevlerinde öğretmenlere yapılan %50 indirimin, tüm eğitim çalışanlarına ve 1. Derece akrabalarına da tanımlanmasını talep ediyoruz.

Yaşanılan bir diğer sıkıntı da tayin işlerinde hizmet puanına göre sıra sisteminin kaldırılmasıdır. İl içinde hizmet puanı çok daha yüksekken yer değiştiremeyenler, köylerden merkeze gelemeyeler varken il emri ile çok düşük puanı olan öğretmenlerimiz şehir merkezlerine atanabilmekteler. Bu durum sahada ciddi sorun teşkil etmektedir ve bir an evvel düzeltilmesi elzemdir.

            Bütün bu taleplerimiz ilettikten sonra son sözümüzü söylüyoruz: Öğretmenler Sınava Değil, Dikkate Alınsın

            Katılımlarından dolayı başta basın mensuplarına, güvenliğimizi sağlan emniyet mensuplarına ve tüm eğitim çalışanlarımıza teşekkür ediyorum.

                    Kasım Kılıç

       Eğitim Mil Sen Genel Başkanı